Перевод: со всех языков на турецкий

с турецкого на все языки

bir el kazanmak

См. также в других словарях:

  • kazanmak — i 1) Kazanç sağlamak Bu beş lirayı bitirmeden ben para kazanmalıyım. P. Safa 2) nsz Olumlu, iyi bir sonuç elde etmek Böyle yazılara hiç cevap vermeyiz ve yazı çok ağırsa dava açarak çok defa kazanırız. B. Felek 3) Çıkmak, isabet etmek 4) Edinmek …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • kişilik kazanmak — bir kişinin öz yapısı, kişiliği belirginleşmek …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • açıklık kazanmak — bir konu aydınlanmak, anlaşılır duruma gelmek …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • puan almak (veya kazanmak) — 1) spor karşılaşmalarında başarılı bir oyun çıkararak kendine sayı sağlamak 2) genellikle test biçimindeki sınavda herhangi bir puan elde etmek 3) mec. itibar kazanmak, takdir edilmek …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • boyut kazanmak — yeni bir durum, içerik, genişlik, kapsam kazanmak Bazı şeylere uzaktan bakmak, onlara, onlarda olmayan bir boyut kazandırır. H. Taner …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • kalp (veya kalbini) kazanmak (veya fethetmek) — ince bir davranış veya güzel bir sözle birinin sevgisini kazanmak, ilgisini çekmek Hele düzmece şehzadenin kadife pantolonuyla sivri güzel çehresi derhâl kadının kalbini kazandı. R. N. Güntekin …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • sevap kazanmak (veya işlemek) — hayırlı bir davranışta bulunmak Gülsüm ün sevinci sade sevap kazanmak ümidinden doğmuyordu. R. N. Güntekin …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • takdirini kazanmak — (birinin veya birilerinin) bir kimse veya bir topluluk tarafından beğenilmek İhtimal ki senin alın yazında şunlar yazılıydı: Âlemin saygı ve takdirini kazanmış bir adam olacaksın. Y. K. Karaosmanoğlu …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • popülarite kazanmak — halk tarafından sevilmek, tutulmak Bir halk çocuğu olarak popülarite kazanmış, önce elinizde, sonra partinizde basamakları çıkmış, parlamentoya girmişsiniz. H. Taner …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • şöhret bulmak (veya kazanmak) — ün sahibi olmak, üne kavuşmak, ünlenmek Fakat Nedim den hoşlanan kızlarla kadınların çoğu onu, yeni şöhret bulan bir sinema aktörüne benzetmektedir. Y. K. Karaosmanoğlu Her mahallede hatta satıcılar arasında şöhret kazanmış olan güzel sesliler… …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • ün almak (veya kazanmak veya salmak veya yapmak) — ünü herkesçe bilinmek ve her yerden duyulmak Dünyaca ün almış Mark Twain Derneğinin fahri üyeliğini aldığını duyunca... S. F. Abasıyanık Ramazan, sertliği, zulmü ile ün salmış bir kabadayı idi. H. E. Adıvar …   Çağatay Osmanlı Sözlük

Поделиться ссылкой на выделенное

Прямая ссылка:
Нажмите правой клавишей мыши и выберите «Копировать ссылку»